“Artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik teknolojileriyle eğitimde ve endüstriyel alanlarda devasa adımlar atılıyor. Eğitimde klasik sınıflarda ancak 7 dakika dikkat toplamak mümkünken sanal gerçeklik uygulamalarıyla daha motive eğitim sağlanabiliyor. Artırılmış gerçeklik ile endüstriyel alanlarda artık uzaktan tamir, bakım ve çalışanların eğitimi de mümkün.”
“Devlet desteklerinin artırılması elbette gelişime katkı sağlayacak önemli bir faktör. Ancak ülkemizdeki kullanıcı olabilecek nitelikteki kurumların, yatırım yapmaktan ve denemekten çekinmemesi daha önemli. Teknolojik yatırımları mümkünse listelerinin en başına koymalılar.”
Son yıllarda adlarından sıkça söz ettiren iki teknolojik alan; artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik… Gün geçmiyor ki, yeni bir gelişme, yeni bir uygulama haberi medyaya yansımasın… Üstelik taşıdıkları önem giderek daha da artacak… 2023’te ulaşmaları öngörülen pazar paylarını düşünmek bile fazla söze gerek bırakmıyor… Bu alanlarda yıllardır büyük bir özveriyle çalışan ve oldukça önemli mesafeler kaydetmiş olan Gül Meltem Kulalı, sektörlerinin dününü, bugününü ve gelecekten neler beklediklerini GasteArge‘ye anlattı…
Mehmet Yücel
■ Önce artırılmış gerçeklikle (Augmented Reality-AR) başlayalım mı? Artırılmış gerçeklik dendiğinde ne anlamalıyız?
Artırılmış gerçeklik veya bir diğer adıyla Augmented Reality (AR) gerçek dünyada bulunan bir nesnenin üstüne sanal olarak yaratılan içeriğin bindirilmesi ve kullanıcı tarafından birlikte görülmesinin sağlanmasıdır. Bilgisayar ürünü olan sanal içerik; bilgi, eğlence, reklam vs. amaçlı sunulan eklemelerdir. AR, gerçek dünyadan kopmadan dijital (sanal) dünya ile birleştirmeyi sağlıyor. Kısaca böyle tanımlayabiliriz.
AR için günümüzde akıllı telefonların ve tabletlerin yanı sıra yeni nesil artırılmış gerçeklik gözlükleri kullanılıyor. Bu cihazlar uygun şekilde konumlandırılarak üzerlerinde bulunan kameralardan alınan görüntülerde önceden belirlenmiş nesneler tespit ediliyor ve nesnelerin bulunduğu yerde hazırlanan sanal içerikler gösteriliyor.
Bu teknolojinin ilk kullanım alanı, savaş uçağı pilotları için geliştirilen kasklar. Bu kasklar sayesinde pilotlar gözünü hedeften ayırmadan tüm kritik bilgilere ulaşabiliyorlardı. Fakat özel kasklar pahalı olduğundan uzun süre başka alanlarda kullanılamadı. Son 10 yılda elektronik, malzeme ve yazılım teknolojilerindeki gelişmeler sayesinde algılayıcılar, hesaplama üniteleri küçüldüler ve çok daha fonksiyonel hale geldiler.
Akıllı telefonlar bu gelişmeler sayesinde ortaya çıktı. Benzer şekilde giyilebilir cihazlar da daha kullanılabilir hale gelmeye başladılar. Ticari gözlüklerin ilk örneği ise Google firmasının ürettiği Google Glass oldu. Her ne kadar proje başarısız olup sonlandırılsa da insanların dikkatini çekmek konusunda epey katkı sağladı.

■ Peki, sanal gerçeklik (Virtual Reality-VR)?
Sanal Gerçeklik diğer adıyla Virtual Reality (VR) teknolojisinde ise kullanıcının tamamen bilgisayar tarafından yaratılmış üç boyutlu bir ortamın içinde yer alması ve bu ortamda yaratılan sanal nesnelerle etkileşmesi sağlanıyor. Bazı telefonlar ek bir mekanizma ile sanal gerçeklik gözlüğüne dönüşme imkânına sahip olsalar da, performans ihtiyacı sebebiyle iyi bir grafik kartı olan bilgisayarlara bağlanarak çalışan gözlükler daha çok tercih ediliyor. Oculus, HTC Vive şu anda en yaygın kullanılan sanal gerçeklik gözlükleri. Bu gözlükleri takan kullanıcı, sadece gözlük içindeki ekrana yüklenen verileri görebilir, dış dünyadaki herhangi bir şeyi göremez.
■ İki teknoloji arasındaki temel farkı tek cümleyle özetlersek…
Artırılmış gerçeklik, kullanıcıya bir cihaz yardımıyla gerçek dünyada bulunan nesnelerle önceden hazırlanan sanal içeriği birleştirip gösterir, sanal gerçeklikte ise kullanıcı, tamamen bilgisayar tarafından yaratılan bir dünyada yer alır.
ENDÜSTRİ 4.0 KAVRAMININ İÇİNDELER
■ Endüstri 4.0’la birlikte değerlendirirsek bu süreçte oynadıkları, oynayabilecekleri roller neler?
Endüstri 4.0 özünde, sanayi uygulamalarını bilgisayar dünyasının imkânlarını kullanarak daha verimli hale getirme çalışmalarıdır. IoT, artırılmış gerçeklik, robotlar, RFID, sanal gerçeklik, yapay zekâ gibi teknolojiler, üretimde verimliliği yükseltmek için endüstriyel uygulamalara entegre ediliyor.
Artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik Endüstri 4.0 kavramının içinde yer alan teknolojik alanlardır.
Artırılmış gerçeklik alanda işin yapılmasında yardım, bilgi görüntüleme ve iş üstünde eğitim amaçlı kullanılan bir yöntemdir. Sanal gerçeklik güvenli ve gerçekçi eğitim, tasarım aracı, ortam, olay ve durum gibi çeşitli simülasyonlar, dijital ikiz gibi konularda kullanılmaktadır.
■ Kullanım alanları nereler? Şu anda en çok hangi alanlarda kullanılıyor?
Artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik teknolojileri eğitimden sağlığa, otomotivden endüstriyel üretime, savunma, eğlence, spor ve reklam sektörlerinde hayatımızı kolaylaştıran, zenginleştiren çözüme yönelik yeni uygulamalar geliştirilmesini sağlıyor.
Her iki teknolojiyle eğitimde ve endüstriyel alanlarda yeni adımlar atılıyor. Eğitimde klasik sınıflarda ancak 7 dakika dikkat toplamak mümkünken sanal gerçeklik uygulamalarıyla daha motive eğitim sağlanabiliyor.
Artırılmış gerçeklik ile endüstride artık uzaktan tamir, bakım ve çalışanların eğitimi de mümkün. Kullanma kılavuzları sanal hale getirilip cihaz üzerinde kullanıcıya gösteriliyor.
TALEPLER YENİ OLUŞUYOR
■ Teknolojik olarak insanlığa sundukları en önemli imkân ne?
Her şeyden önemlisi bilgiye ulaşmayı kolaylaştırıyor. Bilginin anlaşılırlığını artırıyor ve etkin kullanılmasını sağlıyor. Her iki teknolojik alanda da uygulamalar yapılıyor fakat talep henüz olması gereken seviyede değil. Çok az sayıda uygulama var. Henüz bu teknolojilerden yeterince yararlanıldığını söyleyemeyiz. Talepler yeni yeni oluşuyor.
■ Yakın gelecekte başka hangi alanlarda kullanılmaya başlanacağını düşünüyorsunuz?
Yaygınlaşmaları ve istenen seviyede katkı sağlayabilmeleri için tüm dünyada yoğun bir şekilde çalışmalar yapılıyor. Bu bağlamda son 5 yıl içerisinde öne çıkan uluslararası şirketler arasında Google, Facebook-Oculus, Microsoft, Intel, Magic Leap ve Nvidia gibi teknoloji devleri yer alıyor. Bunların yanı sıra bu alanlarda yazılım ve donanım ürünleri geliştirmek üzere kurulan yeni şirketler ve araştırma grupları da bulunuyor. Bu şirketler tarafından üretilen yazılımlar ve uygulamalar giderek yaygınlaşıyor.
ÜLKEMİZDE DE ARTIŞ UMUYORUZ
■ Bir dünya ve Türkiye karşılaştırması yaparsak ülke olarak sürecin neresindeyiz?
Artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik market büyüklüğünün 2019 yılı için 16.8 milyar dolar olarak gerçekleşmesi bekleniyor. 2023 yılında ise katlanarak 160 milyar dolar olarak gerçekleşmesi bekleniyor. Sadece Çin tarafından 2023 yılında yapılacak harcamanın 65 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor. Özellikle Uzak Doğu ülkeleri bu alanda çok ciddi kaynak ayırıyor.
Ülkemizde ise genelde deneme projeleri yapılıyor… Prototipler, küçük bütçeli uygulamalar… Biz bu alanda yatırımların artması için bulunduğumuz her platformda teknolojiyi ve faydalarını anlatmaya çalışıyoruz. Ülkemizde de zamanla yüksek bir artış umuyoruz.
■ Gündelik hayatımızın vazgeçilmezi olarak ne zaman yoğun bir biçimde göreceğiz?
2023 pazar büyüklüğü tahminleri dikkate alındığında önümüzdeki birkaç sene içinde tüm dünyada ciddi bir kullanım artışı bekleniyor.
CİDDİ BİR KÜLTÜR DEĞİŞİMİ
■ Türkiye neler yapmalı?
Devlet desteklerinin artırılması elbette gelişime katkı sağlayacak önemli bir faktör.
Ancak ülkemizdeki kullanıcı olabilecek nitelikteki kurumların, yatırım yapmaktan ve denemekten çekinmemesi daha önemli. Teknolojik yatırımları mümkünse listelerinin en başına koymalılar. Yeterince verimli sonuç elde edilemese bile bütün deneyimler hem kullanıcı hem geliştirici firmalar için muhakkak öğretici olacak. Zaten geliştirici firmalar verimsiz sonuç alınmaması için kullanıcı firmaları muhakkak bilgilendirir ve yönlendirir. Çekinmeden kullanmaya çalışmak, işlerinde kullanabilecekleri alanları analiz etmek ve faydalanmaya çalışmak gerekiyor.
Bu tür uygulamalar ciddi bir kültür değişimi demektir. Kullanıcı tarafında farklı katmanlarda çalışan herkesin işbirliği içinde olması önemli bir faktör. Bu değişimlerin doğru uygulanması ve doğru anlatılması için hem geliştirici hem de kullanıcı firmaların çabalaması gerekiyor.
Yatırımlar başlangıç maliyetlerinden yola çıkılarak değil zaman içindeki kazanımlar dikkate alınarak tasarlanmalı ve en büyük kaybın zaman olduğu unutulmamalıdır.
■ Ülkemizdeki firmalar gelişmeleri nasıl okuyor, yaklaşımları nasıl?
Genelde “önce diğerleri uygulasın” ya da “yurt dışında yapılsın da bir görelim” düşüncesi var.
Bazı firmalar da ihtiyaçlarıyla teknolojiyi birleştirmekte zorlanıyor. Az sayıda firma ise iyi bir birikim oluşturmuş ve denemek için kolları sıvamış durumda. Bu tür uygulamalar ciddi bir kültür değişimi gerektirdiği için pek kolay yol alamıyoruz. İlk çalışmalardan sonra iş kolaylaşıyor fakat o ilk uygulama için ikna etmek kolay olmuyor.
Örneğin bizim önemli bir kullanıcımıza bu teknolojilerden fayda sağlayabileceğini anlatıp onlarla bir proje başlatmamız 4 yılımızı aldı. Çalışan hataları sonucunda oldukça yüksek maliyetli kayıplarla karşı karşıya kalan ve teknik olarak riskli bir iş yapan kullanıcımıza, iş alanlarının bu tip uygulamalara uygun olduğunu anlatabilmek için hayli ısrarcı davranmıştık. Kendileri şu anda en büyük kullanıcımız ve devam eden oldukça güzel bir iş birliğimiz var. 4 yıl sonunda sözleşme imzaladığımızda sürecin uzun sürmesi konusunda kendilerini eleştirdiler ve yılmadığımız için teşekkür ettiler. Bu alandaki yatırımlarını genişletmeye devam ediyorlar… Çünkü öngördüğümüz gibi çok faydalı sonuçlar elde ettiler.
■ SİMTEK kaç yıldır bu sektörde?
SİMTEK’i, 2009 yılından başlayarak Artırılmış Gerçeklik ile ilgilenen bir ekiple 2011 yılında kurduk. Bu alanda ürün geliştirmek üzere yapılandık. Ar-Ge çalışmaları ile pek çok farklı sektörün ihtiyacına cevap verebilecek ve kullanıcıya göre uyarlanabilecek geniş bir algoritma kütüphanesi oluşturduk. Şirket olarak tecrübemiz 8 yıl, ekip olarak tecrübemizse 22 yıl.
SİMTEK, iç mekan/dış ortamda Artırılmış Gerçeklik teknolojisini kullanabilme tecrübesine sahip. Bu tecrübenin çıktısı olarak geliştirilmiş olan ürünlerin yanısıra yeni Ar-Ge çalışmalarımız da paralel olarak sürüyor. Önceliğimiz, bilgi birikiminin artırılmasına yönelik faaliyetler. Özellikle matematik tabanlı algoritma geliştirme konusunda yoğun bilgi, beceri ve ilgiye sahibiz.
■ Nasıl başladınız?
Aslında bu alan bizim zaten içinde olduğumuz bir alan. Daha öncesinde başka kurumlarda simülasyon alanında çalışıyorduk SİMTEK kurulduğunda, bu alanda 15 senelik bir geçmişimiz vardı. Örneğin benim yüksek lisansım yapay zekâ uygulaması üzerineydi, görüntü işleme üzerinde yaptığımız çalışmalar vardı ve simülasyon çalıştığım kurumdaki ana işimdi. Teknik olarak zaten içinde olduğumuz konulardı ve teknolojik gelişmeleri analiz ettik ve çıkarımlarımıza göre şirketimizi yapılandırdık.
KRİTERİMİZ KATKI SAĞLAMAK
■ Ağırlıklı olarak hizmet verdiğiniz sektörler hangileri?
Sivil ve askeri kurumlara, kamu veya özel her türlü ihtiyaç sahibine hizmet vermekteyiz. Çok farklı nitelikte kullanıcılarımız var. Bizim için en önemli olan kriter geliştirdiğimiz çözümün kullanıcılarımıza katkı sağlamasıdır. Emniyet Genel Müdürlüğü, ASELSAN, HAVELSAN, ARÇELİK, BURSA’da üretim yapan bazı fabrikalar, kullanıcılarımızdan sadece birkaçı.
■ Kuruluşunuzdan bu yana üzerinde ağırlıklı olarak çalıştığınız projelerinizin özellikleri neler?
SİMTEK, prensip olarak doğru çözüm geliştirmeyi hedeflemektedir. “Her iş” değil, “doğru iş” mantığını tercih ediyoruz. Yaptığımız Ar-Ge projeleri, ürünlerimiz ve kullanıcılarımızla yaptığımız projeler SİMTEK vizyonuyla aynı doğrultudadır. Bilgi derinliği elde etmek, en iyisini aramak ve ortaya iyi bir sonuç çıkarmak her zaman için öncelikli hedefimiz. Uzmanlaştığımız alan profesyonel eğitim ve Endüstri 4.0 uygulamaları.